Telekulak, Milliyet’in santralında / Radikal İnternet

Telekulak, Milliyet’in santralında / Türkiye / Radikal İnternet

31/05/2010 8:03

Eski Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan, Milliyet, Radikal, Posta ve Fanatik gazetelerinin bağlı olduğu santralın yasadışı olarak dinlendiğini söylerken yetkililerden ses çıkmadı. Bu iddiaya göre 850 gazeteci dinlendi…

ANKARA / İSTANBUL – Uyuştucu operasyonu kapsamında tutuklanan ve çıkarıldığı ilk duruşmada tahliye olan eski Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan’ın Milliyet gazetesi telefonlarının dinlendiği yönündeki iddiası ‘telekulak’ tartışmalarını alevlendirdi. Arslan tahliye edildiği duruşmada Hrant Dink cinayetiyle ilgili haberler nedeniyle Milleyet’in IMEI numaralarının dinlendiğini söylemişti. Bu aynı zamanda Milliyet binasında çalışan Posta, Radikal ve Fanatik gazetelerinde çalışan 850 kişinin de dinlenmiş olabileceği ihtimalini doğurmuştu. Bu iddiayla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmazken, gazeteci örgütlerinden ve siyasilerden tepki geldi.
İstanbul’da yapılan son yılların en büyük uyuşturucu operasyonunda çeteyle bağlantısı olduğu öne sürülen Arslan tutuklanmıştı. Emin Arslan, üç gün önce İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargıç karşısına çıktı. Savunmasını yaparken önemli bir iddiayı gündeme getirdi. Arslan, Dink cinayeti üzerinde çalıştığını ve yaşadıklarının bununla ilgili olduğunu öne sürerken, kendi telefonunun yanı sıra, bu konuda haberler yapan Milliyet’in de dinlendiğini iddia etti ve şöyle dedi:
‘Emniyet içindeki bir grubun adeleti yanıltarak IMEI numarası (Uluslalarası mobil cihaz kimliği) üzerinden gazetecileri, siyasetçileri, yargıyı ve bürokratları dinlediğine dair bilgiler geliyordu. IMEI numarası üzerinden dinleme yapılmaması konusunda genel müdürlük toplantılarında eleştirilerimi söylüyordum. Ama bu önlenmedi. Aksine istihbarattan gelen çocuklar 2008 Ağustos’unda bana ‘Müdürüm siz telefonda dinlemelerden rahatsızlığınızı konuşuyorsunuz ama sizin daire telefonu da dinleniyor, hatta Milliyet gazetesi de dinleniyor’ dediler. Mahkeme talep ettiğinde TİB’den tüm bilgiler ortaya çıkacaktır.’

Hangi numara?
Arslan’ın ‘IMEI numarasının kullanılarak dinleme yapıldığı’ iddiası da dinleme konusuna yeni bir boyut getirmiş oldu.
IMEI numarası, kişinin adının kayıtlı olduğu değil, hattın kullanıldığı cihazın numarası. Dolayısıyla o cihazı kullanan tüm hatlar yani kişiler dinlenebiliyor. Milliyet binasında 40’dan fazla cep telefonu hattı bulunuyor. Ve bu hatları yaklaşık 850 çalışan rastgele kullanıyor. IMEI numarasıyla alınmış bir mahkame kararı varsa, bu durumda tüm çalışanların yaptığı konuşmaların dinlendiği anlamına gelebiliyor. Yasal prosedüre göre dinleme ancak mahkeme kararıyla olabiliyor. Dinlemenin başlatabilmesi Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’ndan da (TİB) onay lazım. Dinleme kayıtları da yine sadece mahkemelerde kullanılabiliyor. Bunun dışında yapılan dinleme ve takipler ‘yasadışı’ olarak kabul ediliyor ve mahkemelerce delil olarak kabul edilmiyor.

Milliyet binasının dinlenildiği iddiasına tepkiler şöyle:
Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Ercan İpekçi: ‘Ergenekon’u biz ortaya çıkardık, derin güçlere biz ulaştık’ diyen bir hükümet ya da Başbakan telefon dinlemelerinin sorumluluğundan kurtulamaz. Gazete santrallarının, gazetecilerin telefonlarının dinlemesinin basında ifade özgürlüğü açısından kabul edilebilir bir yanı yoktur.
Çağdaş Gazeteciler Deneği Genel Başkanı Ahmet Abakay: Bu durum, Türkiye’nin ‘içler acısı, bilinen fakat üzerine gidilmeyen’ bir gerçeğini ortaya koymuştur. Bu durumun sorumlusu AKP iktidarıdır. Önce Cumhuriyet’te ortaya çıktı, şimdi Milliyet’te ayan beyan… Dünya biliyor, sağır sultan biliyor, ne hikmettir iktidar bilmiyor, önlem de almıyor. Önlem almadığınız sürece de suç ortağısınız. Devletin dinleme aygıtlarının bir sorumlusu olmalı, bu TİB midir? Adalet Bakanı mıdır? Her kimse hesabını yargı önünde vermelidir.
BDP’li Hasip Kaplan: Gizli dinlemeyle ilgili ben iki yıl önce Meclis’te kanun teklifi verdim. Cezalar şahsi şikâyete bağlı. Böyle olunca da herkes gizli dinleme yapıyor, bunu önlemenin yolu caydırıcı cezaların korunmasıdır. İkincisi, bu dinlemeleri kim yapıyor? Buradaki açıklamadan anlaşıldığı gibi herkes herkesi dinliyor. Dinlemenin ortadan kaldırılmasının yolu çok kısa… Şöyle üç yıl yatırın bakayım bir kişiyi, izinsiz yasasız mahkeme kararı olmadan gizli dinleme yapınca. Dinleme yapılıyor mu yapılmıyor mu?
MHP’li Cihan Paçacı: Anayasa açıkça ihlal edilmektedir. Milliyet ‘in dinleniyor olması, haber niteliği taşımıyor çünkü bu tür kuruluşlarının hepsinin dinlendiği yönünde çok yaygın bir kanaat var. AKP hükümeti, Türkiye’de bir korku imparatorluğu kurmuş durumda ve tedbir almaya da niyetli görünmüyor.

CHP lideri: Vahim durum
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: Medyanın dinlenmesi, Türkiye’de haber alma özgürlüğünün bile kontrol edildiğinin denetlendiğinin, özgür medyanın yok edilmek istendiğinin göstergesidir. Bu dinlenme olayının yargı sürecinin sonucunda ortaya çıkması vahimdir, herhangi bir yargı kararı olmadan, medyanın dinlenebilmesi daha da vahimdir. Dinleme, Dink suikastinin üzerine gidildiği bir dönemde gerçekleşmiştir, bu kararlılıkla aydınlatmak istenen bir olayı gizlemeye çalışmanın bir görüntüsüdür. Her yasadışı dinlemeye ayrı tepki vermesi gereken iktidarın, bu konuda suskunluğunu koruması ise işin tartışılması gereken başka bir yönüdür.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Hakkı Suha Okay: Yıllardır bu konunun Türkiye’de tartışmasını yapıyorduk ama iktidar bunu hep inkâr ediyordu. Bunu yapanlar ve yaptıranlar hesap verecek. Bu Türkiye’nin utanç tablosudur.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç: Bu son derece ibret verici bir olaydır. Türkiye’de dinlenmedik telefon, santral ve gözlenmedik kişi, kurum kalmamıştır. İktidar, yasal düzenlemeler getirerek, bunun sorumluluğundan kaçmak için yargıyı tek bir kişiye bağlamak istiyor. (Radikal)