Vatan: Telekulak skandalı tam gaz sürüyor

Telekulak skandalı tam gaz sürüyor: Telekulak skandalı tam gaz sürüyor
Emniyet’in Ekim 2006’dan bu yana tüm Türkiye’nin iletişimini izlediği ortaya çıktı

Kemal GÖKTAŞ / ANKARA

Adalet Bakanlığı, iletişim izleme kararlarının kaldırılmasıyla ilgili başvurulara yanıt verdi. Bakanlığın yanıtında, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Emniyet’e izleme yetkisi veren kararlarının 3’er aylık dönemler için alındığından Yargıtay’a ’yazılı emir yoluyla bozma’ başvurusu yapamayacağı belirtildi. Ancak bakanlığın yanıtındaki bazı detaylar, telekulak skandalına yeni boyut kazandırdı.

Her aşama skandal
VATAN, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, Emniyet’e Türkiye genelinde iletişimi izleme yetkisi verdiğini 1 Haziran’daki haberiyle ortaya çıkarmıştı. Bu haberle, mahkemenin 25 Nisan 2007’de, Türkiye genelinde iletişim araçlarıyla yapılan tüm görüşmelerin detaylarının (kimin kimi ne zaman aradığı, kaç dakika görüştüğü gibi bilgiler) EGM İstihbarat Daire Başkanlığı’na verilmesine hükmettiği ortaya çıkmıştı.

Mahkemenin 25 Nisan-25 Temmuz 2007 arasındaki 3 aylık dönem için verdiği karar, 26 Ocak-25 Nisan 2007 tarihleri arasındaki görüşme detaylarının da Emniyet’e verilmesi için daha önce karar alındığını gösteriyordu. Bu kararın ortaya çıkmasından sonra MİT ve Jandarma’nın da aynı yönde kararlar aldırdığı ve Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın Jandarma’ya verilen yetkiye karşı Adalet Bakanlığı’na başvurduğu ortaya çıktı.

Yargıtay kararı
Adalet Bakanlığı’nın Jandarma’ya verilen yetkinin ‘kanun yararına’ bozulması için yaptığı başvuru, 21 Ocak 2008’den beri Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nde bekletiliyordu. Bu başvurunun ortaya çıkarılmasından sonra 9. Ceza Dairesi başvuruyu hemen görüştü ve 4 Haziran 2008’de Jandarma’ya verilen yetkiyi kaldırdı. Yargıtay’ın kararında, ‘Hiçbir kuruma demokratik bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan insanlar şüpheli görülerek ülke genelini kapsayacak şekilde yetki verilemeyeceği’ belirtildi.

Yetkiye suç duyurusu
Bu karardan bir gün sonra YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, Ankara Barosu avukatı Mehmet Cengiz ve Mazlum Der Genel Sekreteri Emre Yurtalan, Adalet Bakanlığı’na başvurarak Emniyet’e verilen izleme yetkisine karşı ‘kanun yararına bozma’ yoluna gidilmesini talep etti ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na da suç duyurusunda bulundu. Bakanlık, bunun üzerine TİB’den halen yürürlükte olan izleme kararları olup olmadığını sordu.


Tüm Türkiye 2 yıl izlendi
TİB’den gelen yanıtın ardından 22 Ağustos 2008’de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na bir yazı gönderen Bakanlık, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 25 Ekim 2006’da, Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı’nın ise 24 Nisan 2008’de Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nden izleme kararları aldırdığını belirtti. Bu iki izleme kararı da daha önce bilinmiyordu. Bu yazıyla Emniyet, 25 Ekim 2006’dan 24 Temmuz 2008’e kadar yaklaşık 2 yıl tüm iletişimi izledi. Yazıda, 24 Temmuz’dan sonra Emniyet’in yeni izleme kararı aldırıp aldırmadığına ilişkin bilgi ise verilmedi.

İzleme tüm hızıyla sürüyor
ADALET Bakanlığı’nın Yargıtay kararına rağmen, mahkemelerden alınan genel nitelikli iletişimi izleme yetkilerine karşı sessiz kaldığı bu yanıtla da tescil edildi. Kararlar 3’er aylık periyotlarla alındığı için Bakanlık, kararların halen yürürlükte olmadığı gerekçesiyle bu kararlara karşı Yargıtay’a gitmediği takdirde herkesin iletişiminin izlenmesi şeklindeki hukuk dışı yetkilere karşı bir şey yapılamayacak. Son olarak MİT’in Ankara genelinde izleme yetkisi aldığı ortaya çıkmış, ancak bakanlık bu yetkiyle karşı da bir şey yapmamıştı.

İzleme bitti yanıt geldi
ADALET Bakanlığı’nın, Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı’nın son olarak 24 Nisan-24 Temmuz 2008 arasında, yani Yargıtay’ın Jandarma’ya ilişkin kararını açıkladığı tarihte de iletişimi izlediğini belirtmesi de ayrı bir skandalı ortaya çıkardı. Çünkü bu tarihten yaklaşık 50 gün öncesinde yapılan başvurularla Yargıtay kararı doğrultusunda Emniyet’e verilen izleme yetkisinin de kaldırılması istenmişti. Oysa bakanlık Emniyet’in izlemesini sürdürdüğü 50 gün boyunca Yargıtay’a bir başvuru yapmadı. Bakanlık, Emniyet’in izleme yetkisi sona erdikten yaklaşık 1 ay sonra Başsavcılı’ğa gönderdiği yazıda, Yargıtay kararına göre Emniyet’in tüm Türkiye geneli için izleme yetkisi almasının hukuka aykırı olduğunu kabul etti. Yazıda ayrıca, “İletişimin tespitini içeren sürelerin sona erdiği cihetle, kararlar aleyhine kanun yararına bozma yoluna gidilmemiştir” de denildi. Bakanlık, Başsavcılık’tan, bu sonucun talepleri reddedilen Eminağaoğlu, Cengiz ve Yurtalan’a bildirilmesini istedi.

‘Dinlenme şüphesi tamamen magazin’
Şebnem HOŞGÖR / ANKARA
Komİsyon Başkanlığını AKP’li Cemal Yılmaz Demir’in yaptığı TBMM İnsan Hakları alt komisyonu, CHP Genel Sekreteri Önder Sav, eski YÖK Başkanı Erdoğan Teziç’in telefonlarının dinlendiği iddialarının ardından iktidar ve muhalefet milletvekillerinin talebi üzerine Haziran ayında kuruldu. Kamuoyunda “telekulak” komisyonu olarak bilinen alt komisyon, taslak raporu hazırlandı ve 1 Ekim’de açılacak yeni yasama yılında değerlendirilmek üzere önceki gün alt komisyon üyelerine sunuldu. Taslak raporda, Türkiye’de sıradan vatandaşların bile dinlendiği şüphesiyle yaşadığı, ancak bu kapsamda dinlemenin ekonomik ve teknik olarak mümkün olmadığı belirtilerek, toplumdaki kanaatin “magazinsel nedenlere” dayandığı ifade edildi. Raporda, örtülü biçimde yasa dışı dinleme iddialarını dillendiren muhalefet milletvekilleri ile medya suçlandı. Alt komisyon taslak raporuna, CHP’li komisyon üyesi Ahmet Ersin’den sert tepki geldi. Ersin, rapordaki dinlenme kanaatinin magazinsel nedenlerden kaynaklandığı tespitine katılmanın mümkün olmadığını belirterrek, raporun bu haliyle kabul edilmesi halinde muhalefet şerhi düşeceğini söyledi.