Güncel Hukuk dergisi için hazırladığımız Bir Turnusol Kağıdı: Türkiye’de İnternet Yasakları başlıklı makale bu derginin Ağustos 2010 sayısında yayınlanmıştı. Bu makalede 5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Yasa’nın açtığı sorunların giderek daha tehdit edici bir hale geldiğini vurgulamıştık. Bu makalede özellikle YouTube sitesinin erişime engellenmesi ile ilgili hukuki süreç incelenmişti.
Bu makale yayınlandıktan sonra devlet ve çeşitli idari kurumlar çerçevesinde duyulan rahatsızlıklar kulağımıza geldi, ve gelmeye de devam ediyor. O bakımdan bu makalenin scan edilmiş PDF versiyonunu da siteye eklemeye karar verdik.
Bu makalenin yayın tarihinden sonraki gelişmeleri değerlendirmek amacı ile aşağıdakı “sonsöz” bölümünü de yazma ihtiyacı duyulmuştur.
Sonsöz: AİHM Çözüm Olabilir mi?
30 Ekim 2010 tarihinde, YouTube ile ilgili erişim engelleme kararı yaklaşık 2,5 sene sonra kaldırıldı. Erişim engelleme kararına konu olan dört video dosyası Almanya’da telif hakları konusunda çalışan bir şirketin girişimi ile YouTube serverlarından çıkartılmış, arkasından da bu videoların yayınlanmasına son verildiği için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı erişim engelleme kararı kaldırılmıştır. Fakat bu gelişmeden 48 saat sonra, 01 Kasım 2010 tarihinde YouTube bu dört video dosyasını YouTube’un telif hakları politikasını ihlal etmediği gerekçesi ile tekrardan kendi sistemine, daha önceden yayınlandıkları adreslere yüklemiştir.
Böylece teknik ve hukuki açıdan 30 Ekim 2010 öncesine dönülmüşmüştür. Bu gelişme sonrası YouTube’un Türkiye’de yeniden erişime engellenmesi beklenirken bugüne kadar bu yönde bir karar alınmamıştır. Hukuken bir değişiklik olmadığı dikkate alındığında, aynı videoların tekrar yüklenmesi sonrasında erişimi engellenmesi gereken sitenin neden hala ulaşılabilir olduğunun anlaşılması gerçekten güçtür. Muhtemelen, YouTube’un erişime engelli olmasının yarattığı ulusal ve uluslararası baskı, genel olarak sansür sisteminin işleyişini tehdit eder hale geldiğinden, hem geri adım olarak değerlendirilmeyecek hem de krizi çözecek böyle pratik bir yol bulunmuştur. Ne var ki, bu adım Güncel Hukuk makalesinde açıkladığımız gibi daha önceki erişim engelleme kararının da keyfi gerekçelere dayandığını kanıtlamaktadır. Bunun da ötesinde, yetkililer hata yaptıklarını düşünmedikleri gibi benzer kararların alınmaması için de hiçbir adım atmamıştır. Bu keyfiyetin, bir insan hakları sorunu olduğunu ileri süren bu makalenin yazarları Ocak 2011 başında YouTube meselesini AİHM’e taşımıştır. Bu vesileyle Türkiye’nin İnternet sansür uygulamaları ve 8,000’den fazla siteye erişimin engellenmesine sebep olan 5651 sayılı kanun AİHM tarafından AİHS’in 10. Madde’si çerçevesinde değerlendirilecektir. Bu başvuru, YouTube ile ilgili AİHM’e götürülen, birinci veya ikinci değil, üçüncü başvuru olmuştur. Diğer başvurular bu makalenin yazarları tarafından yapılmamıştır.