Bianet BTK’ın “İnternetin Güvenli Kullanımına Dair Usul ve Esaslar Taslağı”nın iptali için Danıştay’da dava açt.
Bianet: İPS/bianet Danıştay’a Başvurdu: İnternet “Ankara’nın Sesi” Olmasın!
İPS İletişim Vakfı/bianet, 9 milyon abonenin İnternet erişimini filtreleme girişimini Danıştay’a taşıdı. Düzenlemeyle BTK’nin hazırladığı gizli listeye giren sitelere erişim engellenecek. Türkiye internet sansüründe de dünyanın önde gelen ülkeleri arasına hızla giriyor.
Emin ACAR – İstanbul – BİA Haber Merkezi
14 Nisan 2011, Perşembe
İPS İletişim Vakfı/bianet, Türkiye’deki tüm internet kullanıcılarına filtreleme yoluyla getirilen sansürün kaldırılması için Danıştay’a başvurdu.
Vakfın yürüttüğü proje kapsamında yayınlanan haber sitesi bianet.org, geçmişte polisin yönlendirmesiyle oluşturulan ‘yasak siteler’ kapsamına alınmış, bu filtrelemeyi kullanan internet kafelerden ulaşılamaz hale gelmişti.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) şubat sonunda onayladığı ‘İnternetin Güvenli Kullanımına Dair Usul ve Esaslar Taslağı’, eskiden sadece internet kafelerin kullanması zorunlu tutulan filtreleme programlarının tüm internet kullanıcılarına yaygınlaştırılmasını öngörüyor.
Buna göre internet hizmeti sağlayan şirketler, abonelerine dört farklı filtreleme seçeneği (standart, çocuk, aile, yurtiçi) sunacak. Aboneler bu seçeneklerden birini seçmek zorunda; seçmeyenlerin internet erişimi ‘standart’ profile uygun olarak filtrelenecek. Her seçenek için filtrelenecek siteler listesi BTK tarafından belirlenecek ancak kamuoyuna açıklanmayacak.
Vakıf, 13 Nisan’da Danıştay’a yaptığı başvuruda BTK’nın kararının iptali ve yürütmesinin durdurulmasını istiyor.
‘Özdenetim teşvik edilmeli’
Bugüne kadar özel şirketler tarafından oluşturulan filtreleme programlarında bianet’in yanı sıra İnsan Hakları Derneği, Amerika’nın Sesi Radyosu, Atılım, Azadiya Welat gibi hak örgütleri ve medya kuruluşlarının siteleri de yer alabiliyordu.
Vakıf, Danıştay’a yaptığı başvuruda BTK’nın aldığı yeni kararın yasal dayanaktan yoksun olduğunu ve Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle tanınan temel hak ve özgürlükleri ölçüsüz şekilde kısıtladığını söyledi.
Vakıf adına başvuruda bulunan avukat Ayşe Altıparmak, kurumun keyfi bir şekilde yasaklı siteler listesi hazırlayabileceğini, çocukları zararlı içerikten korumak için ebeveynlerin yerine karar verilmesinin makul olmadığını belirtti.
‘Gerek Avrupa Birliği gerekse Türkiye’nin de üyesi olduğu Avrupa Komisyonu çocuklar gibi zarar görmesi mümkün grupları korumak için yasal önlemler almaktansa öz-denetim yollarına gidilmesini teşvik etmektedir. Bu nedenle, üye ülkeler ev ve okul bilgisayarları ile İnternet kafelerde filtre programlarının kullanılmasını teşvik etmeli ama devlet düzeyinde filtreleme girişimlerinden her ihtimalde kaçınmalıdır.’
İnternete yargıç-bürokrat boyunduruğu
BTK 2010 son çeyrek raporuna göre Türkiye’de genişbant internet abone sayısı önceki yıla göre yüzde 28 büyüyerek 8 milyon 672 bine ulaştı. İnternet kullanıcı sayısının da 25-30 milyon olduğu tahmin ediliyor.
Türkiye’de internet sansürü filtreleme programlarının yanı sıra yargı aracılığıyla sert şekilde uygulanıyor.
BTK gelen tepkiler üzerine erişimi engellenen site sayısını açıklamayı kesti. Son olarak blogspot.com sitesi erişime kapatılmıştı. Popüler video paylaşım sitesi YouTube üç yıl erişime kapalı kaldı.
Öte yandan, internetin ademi merkeziyetçi yapısı sayesinde sansürü aşmak mümkün. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da kapalı olduğu dönemde YouTube’a girdiğini söylemişti.
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) geçtiğimiz günlerde güncellediği ‘İnternetin Düşmanları’ raporunda Türkiye’yi ‘gözlem altındaki ülkeler’ arasına katmıştı. (EA/BB)