The Wall Street Journal: Türkiye, internet yasasını tartışıyor
14 Ocak, 2014
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, çok sayıda destekçisine uzanan ve yönetimi sarsan yolsuzluk skandalı ile boğuşurken önemli seçim döngüsü öncesinde hükümetin internet üzerindeki kontrolünü artırmanın yollarını araması muhalif siyasetçilerden ve iş dünyasından tepki alıyor.
Parlamentoda bu hafta görüşülecek taslak kanuna göre Ulaştırma Haberleşme ve Denizcilik Bakanlığı ile Telekomünikasyon İletişim Bakanlığı TIB’e internet hizmet sağlayıcıları üzerinde tanınacak kontrol gücü hükümete yargı onayı olmadan verilere erişme imkanı tanıyacak. Taslağa göre kullanıcıların online bilgileri iki yıla kadar saklanacak ve talep edilmesi halinde Ankara’daki yetkililere verilecek. Yetkililer, yasadışı olduğu ya da gizliliği ihlal ettiği kanısına varmaları durumunda herhangi bir mahkeme kararı olmaksızın saatler içinde online içeriğin kaldırılmasını isteyebilecek.
Tartışmalara neden olan söz konusu düzenlemeler, çeşitli konularda yaklaşık 130 madde içeren bir kanun paketinin içine saklandı. Türkiye, çoğunluğu reddedilse de geçtiğimiz yılın ilk altı ayında Google’dan mateyallerin internetten kaldırılması için yaklaşık 1700 talepte bulundu – diğer ülkelerin talep sayısının üç katından fazla ve bir yılda yaklaşık yüzde 1000 artış anlamına geliyor-
Parlamento bütçe komitesinden bir temsilci, tasarının ay sonunda geçirilmesini beklediğini belirtti. Muhalif siyasiler ile TÜSİAD, ifade özgürlüğünü kısıtladığı ve ülkenin imajına zarar verdiği gerekçesi ile teklifi eleştirdi.
Avukatlara göre kanun, hükümeti ciddi şekilde güçlendirerek mevcut yargı sürecinden kurtulmasını sağlayabilir.
Bilişim avukatı Burçak Ünsal konu hakkında, “Taslak, mevcut sansürün genişletilmesi anlamına geliyor. İçeriğin, gizliliği ihlal edip etmediği hakkında karar vermek tamamen yetkililere bağlı olacak. Normalde böyle bir kararı mahkeme alır,” diye konuştu.
Analistler, yolsuzluk soruşturması ile başlayan güç mücadelesinin ortasında kanunun hükümete zarar verebilecek bilgilerin sızdırılmasını önleyerek sansürü genişletebileceğini belirtti. Soruşturma kapsamında gerçekleştirilen tutuklamaların ilk dalgası sırasında soruşturma konusu rüşveti ve yetkililer arasındaki çarpık ilişkileri kanıtladığı iddia edilen fotoğraflar ve videolar internete sızmıştı.
Türkiye’deki internet kısıtlamalarının aktif eleştirmenlerinden biri olan İstanbul Bilgi Üniversitesi hukuk profesörlerinden Yaman Akdeniz, “Hükümet, internet üzerinde siyasi bir kontrol mekanizması kurmaya çalışıyor. İnsanlar bu maddelerin hükümet karşıtı Gezi protestolarına ve süregelen yolsuzluk soruşturmasına karşı bir cevap olduğunu görebilir,” diye konuştu.
Ankara sıklıkla “aileyi ve çocukları zararlı içerikten koruma” ve online suçları önleme ihtiyacını dile getirmişti. Ulaştırma Haberleşme ve Denizcilik Bakanlığı, yeni düzenleme taslağının oluşturulmasının mantığı hakkında yorumda bulunmayı reddetti.
Türk mahkemeleri son beş yılda çeşitli mahkeme kararları ile YouTube’un (2008-2010 yılları arasında kapalı kalmıştı) da dahil olduğu bazı popüler vide paylaşım sitelerine erişimi yasaklamıştı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bir yıl önce Türkiye’deki mevcut internet kanununun insan hakları ve ifade özgürlüğü konvansiyonuna karşı olduğu kararına varmıştı.
Haziran ayında hükümet karşıtı protestolara katılan milyonlarca insan Twitter ve Facebook gibi medya araçlarını kullanarak hükümetin mainstream medya sansürünün üstünden gelmişti.
Hükümet 2011 yılında kullanıcıların internete erişimlerinden önce filtre seçimi yapmaya zorlayan zorunlu internet filtreleri uygulamaya çalışmıştı ancak geniş çaplı eleştiriler ve Türkiye’nin dört bir yanındaki sokak protestoları nedeniyle bu fikirden vazgeçmişti.