Bianet :: Gazeteciler Ayrımcılıkla Mücadele Edebilir, Etmeli de
NEFRET SUÇLARI VE NEFRET SÖYLEMİ KONFERANSI
Gazeteciler Ayrımcılıkla Mücadele Edebilir, Etmeli de
“Ayrımcılık ve nefretin medya hali” panelinde Slovenya’dan Petkovic azınlıkların güçlendirilmesi ve söz söyleme hakları; Fransa’dan Blion gazeteciler kültürlerarası diyalog için bir araya gelme yollarını araştırması gereği; bianet’ten Korkut hak haberciliği ve barış gazeteciliği teknikleri, Doç. Dr. Akdeniz de İnternet’teki ırkçı içerik üzerine konuştu.
İstanbul – BİA Haber Merkezi, 11 Nisan 2010, Pazar
“Nefret Söylemi ve Nefret Suçları Konferansı”nın “Ayrımcılık ve nefretin medya hali” oturumunda konuşan aktivist, gazeteci ve akademisyenler, gazetecilerin ayrımcılıkla mücadele edebileceğini, etmesi gerektiğini vurguladı.
Uluslararası Hrant Dink Vakfı’nın Bilgi Üniversitesi’nde düzenlediği konferansın dünkü (10 Nisan) son oturumunda konuşan, Slovenya’daki Ljubljana Barış Enstitüsü’nden Brankica Petkovic, ülkesinde medyada Romanlara yönelik ayrımcılığı nasıl izlediklerini aktardı.
Medyanın Romanlara yönelik ırkçı dilinden, 2 milyon nüfuslu ülkedeki yaklaşık 10 bin Romanı “toplum düzenine tehdit” olarak gösterişinden bahseden Petkovic, buna karşılık haberlerde Romanların kendi sözlerinin duyulmayışına, “haklarında konuşulduğuna” dikkat çekti. Türkiye’de Manisa Selendi’deki Romanlara yönelik ırkçı saldırının bir benzerinin 2006’da Ambrus köyünde yaşandığını ve medyadaki dışlamanın toplumsal dışlanmayla el ele yürüdüğünü anlattı.
“Azınlıklar kendi sözlerini söyleyebilmeli”
Petkovic medya izlşeme raporlarının, istatistiklerin, yasal değişiklik ve etik kodların oluşturulmasının gazetecilerin tutumunu değiştirmekte etkili olduğunu, ama yeterli olmadığını vurguladı. “Toplumla ve azınlıklarla doğrudan çalışmak ve azınlıkları güçlendirmek, medyada sözlerini söylemelerini sağlamak gerek” dedi. Petkovic Romanlarla yapılan gazetecilik çalışmalarının sonucunda kendi radyolarını kurduklarını ayrıca kamu yayıncılığı alanında Romanlara özel yayın başladığını da aktardı.
Blion: Gazeteciler yeni yollar bulmak için bir araya gelmeli
Reynald Blion, Avrupa Konseyi Eğitim, Kültür, Kültürel Miras, Spor ve Gençlik Çalışmaları Müdürlüğü’nde çalışıyor, Avrupa’daki “Ayrımcılığa Karşı Ses Çıkar” kampanya ekibinde yer alıyor.
Ayrımcılığın temelde azınlık haklarıyla ilgili bir konu olduğunu tanımlayan Blion, Avrupa Konseyi organlarına bir ilkeler dizisi sunduklarını, ifade özgürlüğünün ayrımcılık söz konusu olduğunda göreli bir hak olduğunu, ayrımcılığın yasaklanması, azınlıkların medyaya erişiminin sağlanması gerektiğini anlattı. Blion ilkelerden birinin de medyanın devlet erki olmaksızın, okur/izleyicilerin katılımıyla kendisini düzenlemesi olduğunu vurguladı.
Kampanya kapsamında kamu yayıncılığında hem içerikte hem de istihdamda çeşitliliği savunduklarını, gazetecilerle farkındalık artırma çalışmaları yaptıklarını anlatan Blion, kültürleraarası diyalog için yeni yollar araştırmak için farklı ülkelerden gazetecileri bir araya getirerek atölye çalışmlaarı yapmasının önemine de dikkat çekti.
Korkut: Ayrımcılıkla mücadele gazetecinin ödevi
bianet editörlerinden Tolga Korkut ayrımcılıkla mücadelenin gazetecilerin ödevi olduğunu vurguladı; bunun için hak haberciliği ve barış gazeteciliği tekniklerinin nasıl kullanılabileceğini anlattı.
Gazetecilerin tarafsız değil, haklardan yana olmasını öneren Korkut, ayrımcılığı ve hak ihlallerini görünür kılmanın, militarist, millliyetçi, eril, cinsiyetçi dili dönüştürmenin, hak taleplerini, mücadelelerini ve kazanımları haberleştirmenin, haberlerde toplumsal çeşitliliği yansıtmanın öneminden bahsetti. Ayrımcılığın ekonomik, kültürel ve sosyal haklar alanında görünmez kılındığını söyleyen Korkut, gazetecilerin ayrımcılığın ekonomipolitiğine odaklanmasını da önerdi.
Akdeniz: İnternet’te ırkçı içerik arttı
Bilgi Üniversitesi’nden Doç. Dr. Yaman Akdeniz de 1995’ten bu yana İnternet üzerinde ırkçı içeriğin artışını örnekleriyle gösterdi. Ülkelerin bu içeriği engellemekle ilgili yöntemlerde bir yöntem birliğine varmamış olduğuna, tartışmanın “ifade özgürlüğü” boyutuna dikkat çeken Akdeniz, Türkiye’nin henüz imzalamadığı Avrupa Konseyi Siber Suçlar Sözleşmesi ve ırkçı, yabancı düşmanı içeriği cezalandıran ek protokolünden söz etti.
Türkiye’nin de aralarında olduğu ülkelerin, erişim engelleme yöntemini uygulayışındaki sorunları da gündeme getiren Akdeniz, Telekomünikasyon İletişim Daire Başkanlığı’nın Mayıs 2009’dan beri erişime kapanan sitelerin istatistiğini yayınlamadığını, bilgi ednme hakkı kapsamında da açıklamadığını, mayıs başı itibarıyla 3 bine yakın sitenin erişime kapalı olduğunu anlattı. Akdeniz Türkiye’de erişime kapatma ölçütleri arasında ırkçılık ve ayrımcılığın bulunmayışına da dikkat çekti. (TK)
* Konferansla ve Uluslararası Hrant Dink Vakfı’nın nefret söylemi ve medyayla ilgili çalışmaları için: nefretsoylemi.org