Bir yılda 850 internet sitesi kapandı

Bir yılda 850 internet sitesi kapandı: “CHRISTIAN SCIENCE MONITOR:
TÜRKİYE İNTERNET KONUSUNDA KONTROLÜNÜ SIKILAŞTIRIYOR

ABD’de yayımlanan The Christian Science Monitor gazetesinin 30 Ekim 2008 tarihli internet sayfasında, Yigal Schleifer imzasıyla ve yukarıdaki başlık altında yer alan İstanbul çıkışlı haberin çevirisi şöyledir:

–Türk Mahkemeleri Bu Yıl Aralarında YouTube ve Blogger’ın da Bulunduğu 850 İnternet Sitesini Kapattı–

Çaylak blogcu Erkan Saka açısından bunlar karanlık günler. Saka geçen hafta müdavimi olduğu yüzlerce internet sitesinin ve kendisine ait sayfasının da bulunduğu bir blog sitesinin kapatılmasına şahit oldu. Bir Türk mahkemesi Google’a ait popüler bir blog sitesi olan Blogger’ı, sunucusundaki birkaç sitede yer alan yasa dışı içerik nedeniyle kapattı. Bu, Türk mahkemeleri tarafından bu yıl içinde kapatılan yüzlerce siteden biri ve hâlihazırda ifade özgürlüğü konusunda sorunlu bir sicili bulunan ülkede sansür konusundaki endişeleri artırıyor.

İstanbul Bilgi Üniversitesinde popüler kültür üzerine dersler veren ve ayrıca kendisine ait erkansak.net isimli bir internet sitesi bulunan Saka ‘Çok umutsuz ve öfkeli hissediyorum. Çok tabii olan bir şeyi kullanmama müsaade edilmiyor. İletişimin en temel araçları yasaklanıyor.’ diyor.

Saka’nın başka bir sunucuya bağlı olan kendi internet sayfası yasaktan etkilenmediyse ve Blogger sitesiyle ilgili yasak da Salı günü geçici olarak kaldırıldıysa da 850 civarında internet sayfası hâlâ yasaklı bulunuyor. YouTube, modern Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ile alay eden görüntülerin siteye konulmasının ardından Mayıs ayından bu yana kapalı. Kısa süre önce bir başka mahkemeyse yaratılış teorisini savunan İslamcı bir grubun şikâyeti üzerine evrim teorisini savunan Oxford Üniversitesinden Richard Dawkins ile Türkiye’nin önde gelen gazetelerinden birinin internet sitelerinin kapatılmasına hükmetti.

Cyber-Rights.org isimli, internette temel haklarla ilgili bir İngiliz organizasyonun gelecek hafta yayımlanacak olan raporunda şu ifadeye yer veriliyor: ‘Türkiye’de internetteki içeriği kontrol etmekle ilgili mevcut yasa, usul ve esas yönünden eksikleriyle beraber, siyasi ifadeyi susturmak ve sansür amacıyla tasarlanmış. Bu düzenleme yalnızca ifade özgürlüğü değil aynı zamanda özel hayatın gizliliği ve adil yargılanma da dahil olmak üzere çok geniş bir alanı etkiliyor.’

Öncelikle pornografik içeriğe erişimin engellenmesinin amaçlandığı, Türk Parlamentosunda Mayıs ayında kabul edilen yasayla devlete çok geniş yetkiler tanınıyor. Telekomünikasyon Kurumu, yeni oluşturulan ve mahkeme kararı olmaksızın internet sitelerini kapatabilme yetkisine sahip, interneti gözlemekle görevli bir kamu kurumu. Bu yıl 612 sitenin kapatılmasının arkasında bu kurum var.

Paris merkezli Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütünün internette özgürlüklerle ilgili bölümünün başında bulunan Clothilde Lecoz, ‘İnternette sansür bağlamında Türkiye kesinlikle en kayda değer birkaç ülkeden biri. Bu konuda çok hem de çok endişeliyiz.’ diyor.

Nobel edebiyat ödülü sahibi ve 301. Maddeden yargılanan Türk Yazar Orhan Pamuk bu ay düzenlenen Frankfurt Kitap Fuarı’nın açılışında yaptığı konuşmada Türkiye’yi YouTube yasağı ile ilgili olarak eleştirdi.

Pamuk şöyle konuştu: ‘Benzeri pek çok yerli ve yabancı site gibi YouTube da politik nedenlerden ötürü Türkiye’de yaşayanların erişimine kapatılmıştır.’ dedi.

Türkiye’deki AB yetkilileri konuyla ilgili endişelerine kasım ayında yayımlanması beklenen Türkiye’nin AB üyeliğiyle ilgili ilerleme raporunda detaylı olarak yer vereceklerini ifade ettiler. Ankara’da bulunan bir AB yetkilisi ‘Bu çok sınırlayıcı bir yasa ve uygulamada çok sorun var’ diyor.

Türk yetkililer yasa ile ilgili sorunlar olduğunu kabul ediyor, ancak yasanın amacını savunuyorlar. Aynı zamanda iletişimden de sorumlu olan Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım şunları söyledi: ‘Toplumları dejenere eden, gençliği ve çocukları zehirleyen unsurlara karşı mücadele her ülkenin temel vazifesidir. Her ülkenin internetle ilgili farklı düzenlemeleri var. Amacımız internet sitelerini yasaklamak değil. Buna benzer önlemler, mahkemelerimiz site yerine sorunlu içeriği yasaklayabilmeye başlar başlamaz sona erecek.’

Bilkent Üniversitesinden Mustafa Akgül ise konu, internetin gücünden yararlanmak olunca yeni bir bakış açısının yokluğunda Türkiye’nin kendisini geride kalmış bulabileceğini ifade ediyor: ‘Türk siyasetçilerin internetin nasıl geliştirilebileceği konusunda gerçek anlamda bir vizyonları yok. Sansürlemek konusunda, interneti geliştirmek üzerine olandan çok daha fazla insan çalışıyor.’