Gazeteport: YARSAV’dan genel dinlemeye itiraz

Gazeteport: YARSAV’dan genel dinlemeye itiraz

03.12.2008 – 16:27

Yargıçlar ve Savcılar Birliği, istihbarat birimleri tarafından ülke genelinde izleme, iletişimin tespiti ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesine yönelik kararın iptal edilmemesi üzerine bugün, Sincan Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararın kaldırılması ve iddianame düzenlenmesi için itirazda bulunduğunu açıkladı.

ANKARA – Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV), istihbarat birimleri tarafından ülke genelinde izleme, iletişimin tespiti ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesine yönelik kararın iptal edilmemesi üzerine bugün, Sincan Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararın kaldırılması ve iddianame düzenlenmesi için itirazda bulunduğunu açıkladı.

YARSAV’dan yapılan açıklamada, istihbarat birimlerine ülke genelinde izleme, iletişimin tesbiti ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesine yönelik olarak verilen izin kararıyla ilgili olarak 6 Haziran 2008 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğu, 31 Ekim’de ise “kovuşturmaya yer” olmadığına karar verildiği açıklandı.
YARSAV, söz konusu karara karşı Sincan Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’nca kararın kaldırılması ve iddianame düzenlenmesi için bugün itirazda bulunulduğu bildirildi.
Açıklamada, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın 4 Haziran 2008 tarihli basın açıklamasından, JGK dışında MİT ve EGM tarafından ülke genelinde periyodik olarak üçer aylık sürelerle sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi, iletişimin tespiti ve izleme konusunda kararlar alındığı ve bu kararların uygulandığının öğrenilmesi üzerine; konu hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğu anımsatıldı.

“ADALET BAKANLIĞI SORUŞTURMANIN ETKİNLİĞİNİ ZEDELEDİ”
İzleme ve dinlemeye yönelik somut verilerin de sunulduğu kaydedilen açıklamada, bir tutuklama kararında isim, suç ve gerekçenin yer alması zorunluluğunun bulunduğuna dikkat çekilerek, genel bir tutuklama kararının infazı olanaklı olmadığına işaret edildi.
Açıklamada, “Suç öncesi izleme kararları yönünden de durum aynıdır. Bu nedenle genel nitelikteki izleme kararlarının infaz yeteneği bulunmamaktadır. Bu nedenle bir mahkeme kararına dayansa bile infazı olanaklı olmayan bu kararlarla ilgili suç duyurusunda bulunulmuş; ancak bu soruşturma devam ederken ‘yasa yararına bozma yolundan’ uzak duran Adalet Bakanlığınca, bu sefer soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı hakkında müfettiş görevlendirilmiş ve soruşturmanın etkinliği zedelenmiştir” denildi.

“ADALET BAKANLIĞI’NA BAŞVURUDA BULUNULDU”
MİT ve Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) ile ilgili kararların iptali için 6 Haziran’da Adalet Bakanlığı’na başvuru yapıldığı belirtilen açıklamada, Adalet Bakanlığı’nın 22 Eylül 2008 tarihinde bir yanıt göndererek, MİT ve EGM hakkındaki kararların süresinin dolduğu gerekçesiyle “bu yola” gitmeyeceğini belirttiği kaydedildi. Adalet Bakanlığı’na yapılan ikinci başvuruda ise mutlaka yasa yararına bozma yoluna başvurulması gerektiğinin belirtildiği ifade edilen açıklamada, söz konusu başvuruya yanıt bile alınmadığı, 1 Aralık’ta Müsteşar’dan istenen randevu talebinin de yanıtsız kaldığı vurgulandı. Açıklamada, “Yasa yararına bozma yoluna başvurmayan Adalet Bakanlığı’nın, bu konudaki soruşturmayı da kapsar biçimde soruşturma savcısı hakkında müfettiş görevlendirmesi, hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmadığından, bu konuda 3 Aralık 2008 tarihinde Adalet Bakanlığına Bilgi Edinme Hakkı Yasası uyarınca başvuruda bulunulmuştur” denildi.

61 BİN AVUKAT İZLENEBİLECEK
Açıklamada, 5397 sayılı Yasa kapsamında verilen izleme kararları nedeniyle Türkiye’deki halen görevde olan 11 bin yargıç ve savcı, 15 Anayasa Mahkemesi Üyesi, 250 Yargıtay Üyesi, 90 Danıştay Üyesi, 61 bin Avukat için de izlenme olasılığının doğduğu kaydedildi.
Açıklamada, “Bu bağlamda ülkedeki herkes ‘terör şüphesi’ altına sokularak izleme kapsamına dahil edilmiştir. Hiçbir yargıç ve savcı suç öncesi izleme ve iletişim tespiti kapsamına sokulamazken, bu durum yargı bağımsızlığının varlığı için gerekli iken, böyle bir olasılığın yaratılması bile son derece vahimdir. Ergenekon olarak adlandırılan davayı yürüten mahkeme başkanının bu konudaki sözleri, yargı bağımsızlığı yönünden son derece önemlidir. Üstelik 5397 sayılı Yasa uyarınca elde edilen suç öncesi (istihbari) verilerin adli soruşturmalarda kullanılamaması gerekirken, bu verilerin imha edilmeyerek adli soruşturmalarda kullanılması yoluna gidilmesi ise üzerinde ayrıca durulması gereken bir konudur” denildi.

ADALET BAKANLIĞI MÜSTEŞARI HAKKINDA SUÇ DUYURUSU
Açıklamada, ayrıca görev gereklerine aykırı hareket edilmesi nedeniyle Adalet Bakanlığı Müsteşarı, ilgili Müsteşar Yardımcısı ve Ceza İşleri Genel Müdürü hakkında bugün Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu’na “görevi kötüye kullanmak suçundan” işlem yapılması için suç duyurusunda bulunulduğu bildirildi. Açıklamada şöyle denildi:
“Bir hukuk devletinde her türlü iş ve işlemin hukukun üstünlüğü çerçevesinde yapılması, hukuk devletinin söylemde kalmayarak eyleme geçirilmesi gerekmektedir. Yargı bağımsızlığının evrensel ölçütlere ulaştırılmasını, hukukun üstünlüğü, etkinliği ve egemenliğini amaç edinen YARSAV’ın bu amaçları doğrultusunda faaliyetlerine devam edeceği kamuoyunun bilgisine sunulur.” (ANKA)