Telekulak delil sayılmaz

Hürriyet, Telekulak delil sayılmaz, 10 Şubat 2009
Oya ARMUTÇU / ANKARA

telekulak_delil.jpg

Yargıtay 8. Ceza Dairesi, Ergenekon davasında da çok tartışılan ’yasal telefon dinlemeleri’ konusunda örnek olacak bir karar verdi. Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 6 sanığı ’silah ticareti yapmaktan’ mahkûm ettiği kararın temyiz incelemesinde Yargıtay, “İçeriği maddi bulgularla desteklenemeyen telefon görüşmelerine dayalı iletişim kayıtları delil kabul edilemez” hükmüne vardı.

ANAYASA Mahkemesi, telefon dinlemenin dayanağı olan Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 135. maddesini esastan inceleme kararı alırken, Yargıtay’dan da mahkeme kararıyla telefon dinlemeyle ilgili kritik bir karar çıktı. Ergenekon davasında da tartışılan telefon dinleme konusunda Yargıtay 8. Ceza Dairesi, “İçeriği maddi bulgularla desteklenemeyen telefon görüşmelerine dayalı iletişim kayıtları delil kabul edilemez” hükmüne vardı.

İnandırıcı delil yok

Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 6 sanığı “silah ticareti yapmaktan” mahkûm ettiği kararın temyiz incelemesini 22 Ocak 2009’da yapan Yargıtay 8. Ceza Dairesi, kararı 3’e karşı 2 oyla bozdu. Bozmaya, sanıkların topluluk oluşturacak boyutta ortaklık ve birlikteliğin bulunduğuna ilişkin, “İletişim tutanakları dışında delil bulunmaması” gerekçe gösterildi. Sanıklardan Yaşar A. ve Faruk B.’nın toplu silah ticaretinden mahkûmiyetlerini bozan Yargıtay, dinleme kayıtlarının delil niteliğini irdeledi ve şöyle dedi: ” (…) İçeriği maddi bulgularla desteklenemeyen, telefon görüşmelerine dayalı iletişim kayıtları dışında cezalandırılmalarına yeter kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği, sanıkların üzerlerinde ve evlerinde yapılan aramalarda herhangi bir suç unsuruna rastlanmadığı gözetilmeden atılı suçtan beraatları yerine ceza tayin edilmesi bozmayı gerektirmiştir.” Yargıtay’ın bu kararı, yasal olarak yapılan dinlemeye ilişkin verilmiş ilk örnek karar niteliği taşıyor.

Başkan ve 1 üyeden şerh

Çoğunluk görüşüne katılmayan Daire Başkanı Zeki Aslan, sanıklardan Yaşar A. ve Faruk B’nin, silah ticaretiyle uğraştıklarını bazen açık, bazen kapalı şekilde söyleyip tarif ettikleri ve kendilerini arayan hiç kimseye, “Ben bu işlerle uğraşmam” demediklerinin, usule uygun yapılan telefon dinlemelerinden anlaşıldığını savunarak, karara şerh koydu.

Karara katılmayan bir diğer üye Halil Akdağ da yasal yollardan elde edilmiş iletişim kayıtlarından sanıkların suçlu olduklarını ortaya koyduğunu savunarak, “Yapılan arama sırasında bu üç sanıkta silah ele geçirilememiş olması suçun oluşmasına engel değildir. Günümüzde teknolojinin sağladığı olanaklarla suç takibi kolaylaşmış, suçluların izlenmesi, suç teşkil eden eylemlerinin saptanması mümkün hale gelmiştir. Yasal koşulları yerine getirmek suretiyle iletişimin izlenmesi, suç işlenmesi sürecini deşifre etmesi anlamında dikkate alınmak durumundadır.”

Karar mahkemeye gidecek

Yargıtay 8. Dairesi’nin kararı, Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilecek. Karara Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itiraz eder ya da mahkeme ilk kararında direnirse, son sözü Yargıtay Ceza Genel Kurulu söyleyecek. Kurul’un vereceği karar kesinlik taşıyacak. Mahkeme, karara uyarsa, 6 “silah ticareti” sanığının mahkûmiyetleri bozulacak.