YouTube yasağının ucu Google’a dokundu – AKŞAM
05 Haziran, 2010
Youtube yasağı yüzünden alay konusu olan Türkiye, bu kez de Google’a erişimde zorluk çekiyor. Sorunun nedeni, google ile aynı IP’yi kullanan YouTube’un Türkiye’de yasak olması
5 Mayıs 2010 tarihinde YouTube yasağının ikinci yılını ‘kutlayan’ Türkiye’de internet kullanıcıları birkaç gündür, dünyanın en önemli arama motoru olan Google’ın ana sayfası ile bazı servislerine erişmekte zorluk çekiyor. Bunun nedeni de Türkiye’nin telekomünikasyon işlerini koordine etmekten sorumlu kurumu olan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın (TİB) Youtube’a erişimin önüne geçmek için bu siteye ilişkin bazı IP’leri (Internet Protocol Address) güncellemesi. YouTube ve Google’ın servislerde aynı IP’yi kullanması erişimi güçleştiren temel etken. Bazı ADSL firmaları ve servis sağlayıcıları da abonelerine gönderdikleri bilgilendirme yazısıyla, Google’ın bazı uygulamalarına erişememe veya erişimde yavaşlık yaşanmasını beklediklerini ifade etti.
SERVİSLER YAVAŞLAR
Açıklamalara göre yakın zamanda şu gelişmeler yaşanabilir:
– Google sitesine erişememe.
– Google Analytics, Google Maps gibi uygulamaları kullanan sitelerde yavaşlama
– Google Toolbar yüklü bilgisayarlarda bazı sitelere yavaş erişme n Sitelerde ‘Google search’ kullanan alan adlarına erişimde yavaşlama
– Google Search’e dayalı uygulamaların etkilenmesi.
Google geçtiğimiz aylarda yayınladığı bir listeyle, kendisinden sansür isteyen devletleri afişe etmişti. 2009’un ikinci yarısı ile sınırlı listede, sansür talep eden ülkelerin başında 6 ayda 291 başvuruyla Brezilya bulunuyor. İkinci sırada 188 istekle Almanya ve üçüncülükte 142 istekle Hindistan yer alıyor. ABD 123, Güney Kore ise 64 kez sansür başvurusunda bulunmuş. Türkiye’nin ise 10’dan az istekte bulunduğu kayıtlara geçmiş ve bu isteklerin %66.7’si yerine getirilmiş.
İşte erişim sorunu yaşanan servisler
Google Maps: Google’ın dünyada en çok kullanılan servislerinden birisi olan Google Maps ile dünya üzerinde herhangi bir noktaya yaklaşıp uzaklaşabilir, istenilen sokak, cadde, ulaşım araçları görüntülenebilir. Google Translate: İstenilen uzunlukta bir yazıyı, Maltaca’dan Tay Dili’ne, Gürcüce’den Svahili diline kadar tercüme etmeyi sağlayan program. Şu an itibarıyla 60 dilde tercüme yapılabiliyor. Google Docs: Özellikle öğrenci ve akademisyenlerin çok kullandığı bir servis. Programla net tabanlı döküman ya da sunum hazırlamak ve bunları veritabanına kaydederek başka bir bilgisayardan tekrar açmak mümkün.
Google Earth: Google’ın güvenlik nedeniyle en çok eleştiri aldığı uygulamalarının başında geliyor. Google Earth ile dünya üzerinde herhangi bir noktanın uydu görüntüsüne ulaşmak, kişinin oturduğu evi kuşbakışı seyretmek bile mümkün.
BTK: Sorumluluk bizde değil, Şirketlerde
Konuya ilişkin bir açıklama yayınlayan BTK erişim yasağını yalanlayarak, sorumluluğun Google ve YouTube’a ait olduğunu savundu. Açıklamada şöyle denildi: ‘Tarafımızca tesis edilen işlem, gündemdeki internet adresleriyle ilgili olmayıp, mahkeme kararı gereği erişimi engelli olan YouTube internet adresine ilişkin IP adreslerinin güncellemesinden ibarettir. YouTube’a erişim amacıyla kullanılan ve tarafımızca engelleme tedbiri kapsamında güncellenen IP adreslerinin arkasında farklı şirketlere ait alan adı veya çeşitli hizmetlerin barındırılması bu şirketlerin kendi tercihleri ve sorumluluklarındadır. Dolayısıyla mağduriyetin çözümü bahse konu hizmetleri sunan şirketlerin elinde bulunmaktadır.”
Google: Çalışmalarımız sürüyor, yakında düzelteceğiz
BTK’dan gelen açıklamanın hemen ardından tartışmanın olayın taraflarından Google da bir açıklama yayınladı. Yaşanan sıkıntıların tamamen YouTube kaynaklı olduğunu belirten Google açıklamada şu noktaların altını çizdi: ‘Google uygulamalarına Türkiye’den erişimin engellendiği yönünde haberler aldık. Google’ın servislerine Türkiye’den erişimde yaşanan sıkıntıların, sürmekte olan YouTube erişim yasağıyla bağlantılı olduğu belirlenmiştir. Hizmetlerimizi yeniden işler hale getirmek için çalışmalarımızı hızla devam ettiriyoruz.’
ACARER GÜVENLİK VURGUSU YAPMIŞTI
BTK Başkanı Acarer geçtiğimiz yıl yaptığı konuşmada yabancı arama motorlarının güvenlik zaaflarını şöyle anlatmıştı: ‘Arama motorları yabancı kaynaklı olduğundan, her türlü haberleşme yabancı ülkelere gidiyor, oradan geri geliyor. İşin bir güvenlik tarafı var. Ayrıca mevcut yabancı arama motorları Türkiye’nin ihtiyaçlarına cevap vermiyor, ülke hassasiyetlerine zaman zaman duyarsız kalabiliyor. Bu yüzde yerli bir arama motoruna ihtiyaç var. Çalışmalarımızı, üniversitelerin yanı sıra işletmecilerle birlikte sürdürüyoruz. Yerli arama motoru, Türkiye’nin yanı sıra Türk cumhuriyetleri ile İslam ülkelerinde de çok tutulacak.
YERLİ ARAMA MOTORU YÜZÜNDEN Mİ?
Erişim sorunu Google ve YouTube internet sitelerinin bazı servislerde aynı IP’yi kullanmasından kaynaklansa da, internet yorumlarında TİB’in Google’a bilerek bir sansür uygulamasına gittiğini düşünenler de var. Bu kişilerin ortaya attığı savlardan en ilginci ise, Google’a uygulanması planlanan olası bir sansürün, yakın gelecekte piyasaya sürülmesi beklenen yerli bir arama motoru için zemin hazırlayabileceği görüşü. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Tayfun Acarer de 2009 Kasım’ında yaptığı bir konuşmada ‘YouTube’ ve ‘Google’ başta olmak üzere mevcut arama motorlarının yabancı kaynaklı olduğunu hatırlatırken, ‘yerli arama motoru’ kurulmasına yönelik çalışmaları 2010 yılında tamamlamayı hedeflediklerini bildirmişti.
Clinton da YouTube sansürüne karşı
Bu yıl başında internetin 35’inci yıldönümü etkinlikleri kapsamında Washington’da düzenlenen ‘İnternet Özgürlüğü’ toplantısına ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın davetlisi olarak katılan Genç Siviller, Türkiye’nin YouTube yasağını ilginç bir şekilde protesto etmişti. Toplantı sonunda Genç Siviller eline YouTube’un yasağını kaldırın! Bırakın Türkiye ‘Kendini Yayınlasın’ yazılı pankart verdiği Clinton’a da eylem yaptırmayı başarmıştı.
3 bin 700 siteye erişim yasağı var
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın (AGİT) 2010 yılı başında yayımladığı rapora göre, Türkiye’de 3 bin 700 yasaklı internet sitesi bulunuyor. Raporda öne çıkan noktalar şöyle: n Türkiye’deki yasak listesine her ay ortalama 200 site dahil oluyor. n Bazı erişim engelleme kararları ‘keyfi ve siyasi’ n Türkiye’nin, ifade özgürlüğü yolundaki taahhütlerini yerine getirmesi için acil reforma ihtiyacı olan yasaların başında İnternet yasası olarak da bilinen 5651 sayılı kanun geliyor.
Dünyaya daha fazla rezil olmayalım
– Gülin Yıldırımkaya (haberturk.com Yayın Yönetmeni): Google yasaklanmadı, YouTube’a uygulanan mevcut yasak Google’ı da etkiledi. Ortak IP havuzu kullandıkları için Google’ın bazı servislerine (analytics gibi) erişimde sorun var. Ama sonuç olarak ortada
Google’ı da etkileyen bir YouTube yasağı var. Defalarca tartışıldı, halen konuşuyor olmamız bile Türkiye için utanç verici. Artık bir geri adım atılsın da dünyaya daha fazla rezil olmayalım lütfen.
Bugün Başbakan’a bunu soracağım
– Aylin Duruoğlu (Vatan İnternet Yayın Müdürü): YouTube yasağından sonra espri yapıyorduk, ‘Yakında Google’ı da kapatırlar!’ diye. Türkiye, esprilerin gerçek olduğu trajikomik bir ülke. Google’a ait bazı IP’leri engellemesi kararı, kullanıcıların Google üzerinden YouTube’a girişini engellemek için alındı sanıyorum. Ama bunu yaparken Google’ın diğer hizmetlerini de yavaşlattılar. TİB, internetle savaşan bir kurum gibi davranıyor. Görünen o ki yıllardır değişmesi için uğraşılan 5651 sayılı yasa Türkiye’de internetin önünde tek engel değil. Zihniyet sansürcü olunca, ‘kapatma’, ‘kesme’ bitmiyor. Bu yasa nedeniyle aralarında bizim sitemizin de bulunduğu onlarca site kapatıldı. Bugün Başbakan Erdoğan, İstanbul’da biz internet habercileriyle buluşuyor. ‘Yasak olan YouTube’a bu yolla giriyorum. Siz de böyle yapın’ diyen Sayın Başbakan’a, ‘Şimdi ne yapalım. Ne yolla Google’a girelim’ diye sormayı düşünüyorum.
60’larda Ay’a gitmeyi engellemek gibi
– Mansur Forutan (bizibozmaz.com): Bu yasakları getirenlerin yaşam şekillerini hangi zaman diliminde yaşadıklarını merak ediyorum. Yasaklamaya çalıştıkları şeyin ne olduğunun farkında değiller. İletişimi engelliyorlar, kültürü engelliyorlar, iş hayatını engelliyorlar, bilgiyi engelliyorlar, bilimi engelliyorlar, ilerlemeyi engelliyorlar ve bunların paylaşılmasını engelliyorlar ki, yaşadığımız çağın dinamiklerine çomak sokmaktır bu. 15’inci yüzyıla dönersek, Amerika’nın keşfini engellemekten bir farkı yok bunun. Ya da 60’larda Ay’a gitmeyi engellemekten. Bu ilkel zeka formları 21’inci yüzyılda olduğumuzun farkında değiller ve bu büyük bir zaman kaybına ve zarara neden oluyor. Bu kadar sistematik ve arzulu bir ‘geri kalma’ çabasını anlamakta güçlük çekiyorum. Neyse ki, değişimin önünde durmanın imkansızlığı bilimsel bir gerçek.