Mutlu Tönbekici, Devlet! Beni koruma! Düş yakamdan!, 10.06.2010
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım (yani aynı anda hem trenlerden hem internetten sorumlu olan/olabilen/olması beklenen/olabileceği sanılan bakan) ‘Türkiye bir hukuk devletidir. Türk vatandaşı nasıl yargıya hukuka saygılıysa, bunların da (Google’den söz ediyor) aynı şekilde yargıya saygılı olmaları lazım’ dedi.
Türkiye bir hukuk devleti mi gerçekten? Bana Google IP’lerini de kapsayan erişim yasağının mahkeme kararını verebilir mi acaba?
Veremez çünkü yok. Bu keyfi bir karardır. Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı KANUNSUZ, HUKUKSUZ bir şekilde erişimi engellemiştir.
Nitekim, İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Yaman Akdeniz ve Ankara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak ‘kullanıcı sıfatı’ ile iki gün önce Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı İnternet Daire Başkanlığı’na verdikleri dilekçeyle Google IP’lerine erişim engeline itiraz etti. Zira yasadışı bir engellemedir.
İşte bu nedenle, hem trenlerden hem internetten sorumlu olan/olabilen/olması beklenen/olabileceği sanılan Ulaştırma Bakanı Binali Bey, konu saptırmak için Google Şirketinin vergi ödemekten kaçtığını ortaya atmış, Google’ı itibarsızlaştırarak (hesapça) bizlerin ‘onların servislerinden yararlanmayıveririz, olur biter’ dememizi bekliyor. Herhalde. Hazır ayağa kalkmışken alnımıza ‘salak’ dövmesini de yaptıralım mı?
Demek ki hem trenlerden hem interneten sorumlu bakanlık olamıyormuş. Binali Bey’in web sitelerinin alt yapısı hakkında zerre bir bilgisi olmadığı aşikar. Analytics gibi servislerden istesek de vazgeçemeyeceğimizi kimse kulağına fısıldamamış belli ki.
‘Türkiye’yi Google mı yönetecek’ diye de sormuş. Evet, hem trenlerden hem internetten sorumlu olan/olabilen/olması beklenen/olabileceği sanılan sayın Bakanım! Google, bırak Türkiye’yi, tüm dünyayı yönetiyor şu an. Bütün hesaplar, bütün kodlar Google arama motorunu ‘ikna’ etmek üzere yazılıyor. Bir sitenin, girilen arama kelimesine göre listenin en başında, en azından ilk sayfada çıkması için (çok affedersiniz) bir taraflarını yırtıyor insanlar.
İnsanlar deli gibi kodları şöyle mi yazsak, böyle tagler mi kullansak, başlık, URL, içerik öyle mi olsun, araya şunu koyarsak daha mı iyi olur, Google bunu mu sever, buna mı kızar diye kafa patlatıyor. Çünkü Google arama motorunun nasıl bir mantıkla çalıştığını, hangi siteyi niye birinci veya 25. yaptığını dair kimse kesin bir şey bilmiyor.
Elbette Google, site hazırlayanlara bir takım önerilerde bulunuyor. Şöyle yapın böyle yapın diyor. Ancak tüm kurallara uygun da yapılsa, siten, aramalarda bir numara olamayabiliyor. O zaman, konulmuş kuraların dışında başka internet numaraları yapılıyor. Amaç ‘bu kelime girildiğinde en doğru içerikli site benim sitem’ diye ikna etmek. Koca bir endüstri bunun için çalışıyor. Web siten, bir bakıyorsun en başta, sonra bir bakıyorsun en altta. Demek ki biri Google arama motorunun kurallarını senden daha iyi çözmüş, daha doğru bir kodlama, mega tag, içerik başlık URL uyumu yapmış ve senin önüne geçmiş. Dahası bir kere çözünce de iş bitmiyor. Her gün yeni bir kural geliyor. Bu kurallar da öyle alenen ilan edilmiyor.
Ayrıca kandırmaya yönelik numaralar yapmışsan web siten küt diye 30. sayfaya düşebiliyor. Hatta kandırma numaralarını yok etmediğin sürece aramalarda hiç görünmeyebiliyor. Ödülü de var cezası da. Yani hem zeki, hem çevik hem ahlaklı olman gerekiyor. Açıkçası son yılların en heyecan verici bulmacası olarak görüyorum Google arama motoru mantığını çözmeyi.
(Mesela Binali Yıldırım diye yazdığın zaman Google arama kutusuna, ilk sırada bakan beyin kendi resmi sitesi binaliyildirim.com.tr’den önce birincikuvvet.com diye bir site çıkıyor. Niye? Daha başarılı tag vs koymuşlar belli ki. ‘Google yasağı’ dediğin zaman ise Bugün Gazetesinin sitesi bugun.com çıkıyor. Niye? Daha iyi çalışmış. ‘Yasakçı zihniyet’ yazdığın zaman ilk kimin haberi çıkıyor peki? Ben demeyeyim hadi. Gitsin kendi baksın ‘hem trenlerden hem internetten sorumlu olan/olabilen/olması beklenen/olabileceği sanılan’ sayın Bakan.)
***
İşte ‘Google analytics’ dediğimiz servis, bu bulmacayı çözmeye yönelik en önemli araç. Gün gün, saat saat takip ediyorsun, kim hangi kelimeyle girmiş, girmiş de beğenmiş mi, beğenmiş de bir şey satın almış mı veya almadıysa niye almamış.. Sitenin dünya sıralamasını da etkiliyor kullanıp kullanmaman. Özetle: Bir sitenin en önemli parçası!
Yani maliye vergi alamıyor diye bunun cezasını ben NİYE çekecekmişim? Devlet beni (aklınca) bir takım kumar, porno, bahis, hakaret gibi kaka şeylerden korumaya çalışıyor diye ben niye yıllardır kullandığım servisten vazgeçecekmişim?
Bu mudur memleket yönetmek?
Bu mudur idare?
Sizler bilip bilmeden, kanunsuz, yasadışı müdahale etmeden önce biz kendi kendimizi gayet iyi idare ediyorduk.
Emin olun bizleri korumaya çalıştığınız şeylerden daha az zarar görüyorduk bugüne kadar.
Korumayın bizi! İS-TE-MEZ!
Google vergi meselesine de geleceğiz. Bitmedi konu burada..